25 Ocak 2010 Pazartesi

KENDİMDEN

Disiplin, istikrar ve ben... Asla bir araya gelemeyeceğiz. Günlük tutamadım hiç bir zaman. Tutmam gerekir miydi? Pek emin değilim. Tutmadım da noldu? Tutsam ne değişirdi? Hoş olurdu, kim bilir! İnsan, düşünceleri ya da yaşadıklarıyla ilgili kısa bir süre önce yazdığı kısacık paragrafları bile okuduğunda, antik bir keşif yapmış gibi hissediyor kendini. Belki de sadece ben böyle hissediyorumdur. Blog bana göre bir şey mi? Hiç fikrim yok. Yarım kalan işler müzeme yeni bir parça daha ekliyor olabilirim. "Serbest Çağrışım" başlığını bu yüzden seçti bilinçaltım sanırım. Baskı oluşturmuyor üstümde. Evet, serbest çağrışım tam bana göre. Üstelik işleri yıkacak bir bilinçaltım da var. Biliçdışı olduğunu bildiğim halde kelimenin aslının, bilinçaltı demek çok hoşuma gider. Daha derin, daha gizemli bir kavram bilinçaltı.
Bu blog belki de bilinçaltımla yapacağım bir seri röportajı içerebilir. Şimdiden herkese, başta da kendime sabır diliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder